Zeval Ne Demek Din? Bir Kelimenin Beni Nasıl Değiştirdiği Hikaye
Geçenlerde bir akşam, Kayseri’nin o güzel sokaklarından birinde yürürken, kafamda beliren birkaç soru beni derin düşüncelere daldırdı. O an, aslında yaşadığım bir anlık hayal kırıklığının içindeki anlamı keşfettiğim bir zamandı. Biraz da hüsran vardı içinde. Her şeyin bir anlamı olması gerektiğini düşündüm. Ya da en azından her şeyin bir açıklaması olmalı, değil mi? Bu yazıda, “zeval” kelimesini keşfettiğim o anı anlatacağım. Zeval ne demek? Hayatımda hiç beklemediğim bir şekilde karşıma çıkmıştı ve bu kelime, bir anlam kaybının, belki de eski bir özlemin simgesiydi.
Bir Kelimenin Arayışı: Zeval
Bir gün Kayseri’nin eski sokaklarında kaybolmuş bir şekilde yürürken, kulağıma bir kelime çarptı. “Zeval”. Evet, sadece bir kelimeydi, ama aniden hayatımda büyük bir yankı uyandırdı. Birine sordum, “Zeval ne demek?” diye. Bir süre bana baktı, sonra “Yok, öyle bir şey bilmiyorum,” dedi. O an hissettiğim hayal kırıklığını anlatamam. Bu kelime sanki bir parçayı eksik bırakmış gibiydi. İçimde bir boşluk vardı, ama ne olduğunu bilmiyordum.
Ve işte o an, bir şeyin ne kadar kaybolduğunu, ne kadar eksik olduğunu fark ettim. Hızla kelimenin anlamını araştırmaya başladım. Zeval, TDK’ye göre, “yok olma, tükenme, bitiş” anlamlarına gelir. Bir tür kaybolma, kaybolmuşluk, bir şeyin artık mevcut olmaması. Birden, hayatımda pek çok kaybolmuş şeyin anlamını bulmuş gibi oldum. Ve evet, belki de her şeyin kaybolduğu, kaybolmanın kendisinin bir anlamı olduğu gerçeğiyle yüzleşmek istedim. Çünkü çoğu zaman hayatımızda kaybolan şeylerin ne olduğunu anlamadığımızı fark ederiz.
Kaybolan Zamanlar, Kaybolan Anlar
Kayseri’deki o anı hatırlıyorum. Akşam güneşi yavaşça batarken, yürüdüğüm yolda eski taşların arasından yükselen çimenlerin arasında gözlerim dolaşıyordu. Ve o gün hissettiğim boşluğu anlamak, kelimenin anlamını içimde duymak zor gelmişti. “Zeval” kelimesi belki de benim yıllardır kaçırdığım bir anlamın simgesiydi. Hayatımda kaybolan şeyler, geçmişte beni terk eden insanlar, kaybolan umutlar ve biten ilişkiler… Ama belki de kaybolan şeylerin anlamı bir zaman sonra kendini yeniden buluyor, bir şekilde başka bir biçimde karşımıza çıkıyordu.
O gün, yürürken aklımdan geçen bir şey vardı: Kaybolmak, bir şeyin tükenmesi, geriye hiçbir şey kalmaması aslında bir son değil. Sonlar, yeni başlangıçlar getirebilir. İlişkiler bitmiş olabilir, ama bu başka bir hikayeye, başka bir anıya dönüşebilir. Zeval kelimesinin bana hatırlattığı buydu. Kaybolan zaman, kaybolan insanlar, belki de kaybolmanın içinde bir anlam barındırıyordu. Sadece ben o anlamı görmeye hazır değildim.
Zeval’in Ardındaki Gerçek
O anda, birden fark ettim. Zeval kelimesinin anlamını bulduğumda, aslında içimde kaybolan bir şeyi yeniden keşfetmiş oldum. Ama bu kaybolan şey, ne kadar tükenmiş görünse de, bir şekilde yeniden var oluyordu. Bazen bir anlık kayboluş, bir şeyin bittiğini hissettirse de, o şeyin bitişi aslında başka bir şeye dönüşebilir. Bu düşüncelerle Kayseri sokaklarında yürürken, hayatın bana öğrettikleri arasında kaybolmanın ve tükenmenin, aslında yeni bir başlangıç olduğu fikri oturdu.
Belki de “zeval” kelimesi, kaybolmuş bir şeyin derin anlamını taşır. İnsanlar, ilişkiler, duygular kaybolabilir. Ama her kaybolan şeyin sonunda, bir iz bırakma potansiyeli vardır. Kaybolan şey, belki de başka bir dönemin işareti oluyordur. Belki de kaybolmuş şey, başka bir zamanda bir anlam taşır.
Bir Umut: Kaybolmanın İçindeki Güç
Bugün, Kayseri’deki o günün ardından birçok şey değişti. Kaybolmuş bir şeyin arkasındaki anlamı bulma fikri beni sarhoş etti. Zaman zaman hayatımda kaybolmuş gibi hissettiğimde, bu kelimeyi hatırlıyorum. Her şeyin kaybolmuş gibi görünmesi, aslında kaybolmanın, tükenmenin bir parçasıdır. Ve belki de o kaybolan şeylerin sonunda, daha güçlü bir insan olarak ortaya çıkmamı sağlar.
Kaybolmak, tükenmek, her zaman kötü bir şey değildir. Bazen, kaybolan şeyler aslında kaybolmamış, sadece başka bir şekle bürünmüştür. Ve belki de “zeval”, sadece bir kayboluşun kelimeye dökülmüş halidir. O günkü yürüyüşüm, bana bunu hatırlattı. Kaybolan bir şeyin ardından, yenisi gelir. Ve belki de bu kelime, hayatın anlamını en derin şekilde anlayabilmem için bana bir anahtar verdi. Kaybolmuş bir anı, belki de tekrar bulma zamanıdır.